
İstanbul, tarih boyunca stratejik konumu itibariyle farklı medeniyetlere ev sahipliği yapmış ve önemli yönetim merkezlerinden birisi olmuştur. Bin yılı aşkın süredir Roma İmparatorluğuna başkent olan bu güzide şehir, Emeviler ve Abbasiler dahil olmak üzere farklı medeniyetler tarafından fethedilmeye çalışılmış; fakat güçlü surları nedeniyle fethedilememiştir. Tarihler 1299 yılını gösterdiğinde, 600 yıl boyunca dünya üzerinde söz sahibi olacak Osmanlı Devleti, kuruluşunu aziz İstanbul’un fethiyle tamamlamıştır.
İstanbul’un fethedilmesi Müslümanlar için Peygamber Efendimizin (s.a.v) övgüsüne mazhar olma bakımından bir ideali oluşturuyordu. Bu ideali gerçekleştirmek de ecdadımız Fatih Sultan Mehmet ve onun şanlı ordusuna nasip oldu. Fatih Sultan Mehmet’e İstanbul kapılarının açılması; onun zekası, çok yönlü kişiliği, geçmişten ders alması, fetih için yeniliklere imza atması ve nihayetinde Allah’ın yardımı ile mümkün olmuştur. Farklı dini ve kültürel değerlere sahip olan İstanbul, bu kutlu fetihten sonra hoşgörü ve adaletle tanışmıştır.
29 Mayıs 1453 günü, bin yıldan fazla hüküm sürmüş olan Bizans İmparatorluğu son bulduğu gibi imparatorluğun başkenti Konstantinopolis artık Türk-İslam şehri olma hüviyetine bürünmeye başlamış ve asırlarca Osmanlı Devleti'nin payitahtı olmuştur. Bir çağın kapatıp bir çağı açan, tarihin akışını değiştiren bu fetih, sadece bir şehrin değil, gönüllerin fethedilmesini de beraberinde getirmiştir. Bu minvalde, muhakkak ki tarihimizden alacağımız çok dersler vardır. Bu şehrin fethedilmesi sürekli bir azmin, gemileri karadan yürütme kararlılığının, büyük toplar döktürme gibi ilk icatların var olmasıyla nihayete ermiştir.
Bugün hala öneminden bir şey yitirmemiş olan İstanbul’a ecdadımızın gayretleriyle sahip olmanın gururunu yaşıyoruz. Biliyoruz ki, geçmişine sırtını dönen, mazisinden ders almayan bir millet yok olmaya mahkumdur. Tarihimizin bize bıraktığı emanetlerin şuuruyla, aynı azim ve kararlılıkla geleceğe yön verme hedefimizi diri tutmalıyız. Köklerimizde en güzel örnekleri bulunan hoşgörü, saygı ve adalet gibi değerlerimizi ayakta tutma gayretimizi canlandırmalıyız.
Bugün İstanbul’un fethinin nişanesi olan Ayasofya Camii’nde okunacak Fetih Suresi’nin ve yapılacak duaların yeni gönüllerin fethine zemin hazırlamasını ve birlik ve beraberliğimizi pekiştirmesini diliyoruz. Yeniden Ayasofya’dan yükselen ezanlarla birlikte ibadetlerimizi eda etmek, ecdadımızın vasiyetini yerine getirmek ümidiyle fethin 567. yılı kutlu olsun.
UTESAV Mütevelli Heyeti Başkanı
Mehmet DEVELİOĞLU