
Başı rahmet, ortası mağfiret, sonu cehennem azabından kurtuluş olan Ramazan ayının sonuna gelmiş ve bayramımıza kavuşmuş bulunuyoruz. Oruç ibadeti başta olmak üzere insanı Allah’a yakınlaştıran nice vesileleri içinde barındıran Ramazan, bin aydan daha hayırlı olan Kadir gecesini -vahyin yeryüzüne inişini- içinde barındırır. Müslümanlar bu mübarek günlerde türlü nefsani arzularından vazgeçerek ve kendilerini sadece Allah’a adayarak, infak ederek, sabır ve namazla yardım dileyerek, takvayı kuşanarak, nefis muhasebesi yaparak Rablerinden niyazda bulunurlar. İşte Ramazan Bayramı kendini tutmanın, sabrın, şükrün, ibadetlerin ödülüdür.
Pandemi şartlarının geçen ikinci Ramazanı da cemaatten, cumadan, birbirimize dokunuşlarımızdan mahrum kaldığımız bir zamanda evlerimizi mescitler yaparak yeryüzünü mabede dönüştürmemizi sağladı. Her yönüyle farklı bir tecrübe yaşadığımız bir Ramazan ayının daha sonuna geldik. Artık bayrama kavuşmanın huzuru, rahmet dolu Ramazanı geride bırakmanın hüznü içerisindeyiz.
Ramazan Bayramı sıradan bir zaman dilimi değildir. Bu bayram; kalplerimize huzur verir, hanelerimize bereket doldurur, hayatımıza güzellikler ve erdemler katar, mümin kardeşlerimizle gönüllerimizi birleştirir. Aynı zamanda bu bayram, kötü duygu ve düşüncelerden; günahtan, hasetten, kin ve nefretten, fücurdan arınma ve ümmet olduğumuzu hatırlama, ümmet ile kucaklaşmadır.
Bu sene de bizleri evlerimizde geçireceğimiz bir bayram beklemektedir. Fakat malum yasakların içinde bulunsak da, ne bayram namazından ne de aile ve akrabalarımızdan kendimizi mahrum bırakmalıyız. Nasıl ki Ramazan ayında evlerimizi mescit kıldıysak aynı şekilde bayramda da kılmalıyız. Bu vesile ile evlerimize dolan bayram sevincini, huzurunu, coşkusunu da yakalama fırsatlarını elde etmiş oluruz. Bu minvalde evlerimizde aile fertlerimizle aynı amaç için bir araya gelmek, ortak duyguları paylaşmak; bu yolla çocuklarımıza örnek olmak, onlara bayram sevincini tattırmak üzerimize bir vazifedir.
Ramazan Bayramında sosyal mesafeden dolayı gerçekleştiremediğimiz birliktelikleri, iletişim araçlarıyla gerçekleştirelim, bayram coşkumuzu uzaklara taşıyalım, bayramın neşesi olan çocuklarımızı bu sevinçle ve mutlulukla tanıştıralım. Küçük, anlamsız nefsani arzularımızdan kurtulup, üzerimizde bulunan gereksiz ağırlıkları atarak küskünlüklerimize son verelim. Ramazan Bayramındaki coşkumuzu, bayramı yaşayamayan yetimlerle, öksüzlerle paylaşalım; sadakalarımıza onları da ortak edelim.
Şu mübarek Ramazan günlerinde çevresi mübarek kılınan Mescid-i Aksa’ya alçak saldırıları bir kez daha kınıyor, inşallah direnişle özgürlüğüne kavuşacak Kudüs’te bayram namazı kılmayı bize nasip etmesini Rabbimizden niyaz ediyoruz. Aksa’nın, Doğu Tükistan’ın, Suriye’nin, Arakan’ın, Yemen’in, ümmetin çocuklarının sevinçle karşıladığı nice bayramlar görmek ve ahiretimizin de bayram günü gibi olması duasıyla…
Ramazan Bayramınız Mübarek Olsun.
UTESAV Mütevelli Heyet Başkanı
Mehmet DEVELİOĞLU