Kafkas Kartalı olarak bilinen Şeyh Şamil, Müslümanların Çeçen topraklarında vermiş olduğu mücadelenin öncü ismi olarak tanınmaktadır. Kutlu mücadelesini yıllar içerisinde pes etmeden sürdüren Şeyh Şamil yalnızca dost ve müttefik devletler nazarında değil, aynı zamanda yıllarca mücadele ettiği Rus lider ve komutanlar tarafından da takdirle karşılanmıştır. Müslümanca yaşamanın ve özgür olana dek cihat etmekten kaçınmamanın sembol figürü olarak gösterilen Şeyh Şamil’in hayatının büyük çoğunluğu at sırtında, gözünü Müslüman topraklarına dikmiş düşmana karşı mücadele vermekle geçmiştir.
Yalnızca askeri mücadelelerle değil aynı zamanda tahsil ettiği ilimlerle de tanınan Şeyh Şamil, dönemin nakşibendi aliminden dersler aldıktan sonra Kafkasya’ya dönerek hem alimlik sıfatının gereği olarak halkına hizmet etmiş, hem de Rus baskı ve zulümlerine karşı gelebilmek için askeri vazifelerini ifa etmiştir. 1800’lü yılların başlarından itibaren ünlü çeçen direniş hareketinin kilit rollerinde yer alan Şeyh Şamil “imam” ve “gazi” unvanlarıyla birlikte Molla Muhammed’in yardımcılığına seçildi ve silah arkadaşlarıyla birlikte Kafkasların özgürlük mücadelesine katkı sağlamaya başladı.
1830’lardan itibaren Rus yönetiminin bölgedeki Müslümanları bastıklarını düşünüyor olmasına rağmen Molla Muhammed’in vefatı ve yerine seçilen Hamza Bey’in suikast sonucu öldürülmesinden sonra dilden dile, nesilden nesile aktarılan Şeyh Şamil dönemi başlamış oldu. Tarih kaynakları gerçekleştirilen savaşların ve Şamil’in askeri dehasının türlü türlü ayrıntılarını vermektedir.
Uzun yıllar boyunca kendileri ile güçlü bir mücadele örneği sergilediği gibi Rus Çarı Aleksandr’ın hayranlığından dolayı Şeyh Şamil’e sarıldığı ifade edilmektedir. 19. ve 20. yüzyılın Müslüman coğrafyalarında hem Slav işgallerinden hem de Batı Avrupa hegemonyasından kurtulmak amacıyla fikri ve siyasi hareketlerin tamamı Şeyh Şamil’in destansı mücadelesini yakından takip etmiştir. 1800’lerin ortalarında Osmanlı yönetimi ile girilen diyalog ortamında olası Osmanlı-Rus savaşına karşı gerekli ittifakları güçlendirmek ve Rusların yayılmasını önlemek öncelikli hedefler arasındaydı. Kimi zaman Osmanlı yönetiminden beklenen cevabı alamaması, kimi zamansa tüm mücadelelere rağmen Osmanlı ordusunun Tiflis’e doğru ilerlemesini sağlayamaması üzerine Şeyh Şamil geri çekilmek zorunda kalmıştır.
Şeyh Şamil’in mücadele dolu ömrünü bir cümle ile özetlemek gerekirse şu ifade edilebilir: 25 yıl lider olarak 10 yıl da kendisinden önceki imamların yardımcı olarak görev yapmış ve 74 yıllık ömrünün 35 yılını cihada adamıştır. Böylelikle hem dönemin Osmanlı topraklarında ve diğer Müslüman haklarında hem de teslim olmak zorunda kaldığında dahi saygı ile karşılandı. Hitabeti, kararlı tutumu, askerî ve siyasî dehasıyla Kafkasya’nın hemen her noktasına itibarı ve saygınlığı yayılan bu mücahid pek çok dönemdaşı ve yakın tarihli takipçisi tarafından yoğun bir ilgiye mazhar oldu. Hacc vazifesini ifade etmek amacıyla gittiği Arabistan’da 4 Şubat 1871’de hayata gözlerini yumdu ve naaşı Cennetü’l Baki mezarlığına defnedildi. Bu vesile ile biz de kendisinin kutlu mücadelesini saygı ile anıyor hem kendisine hem de tüm şehitlerimize Cenab-ı Hakk’tan rahmet diliyoruz.